Yedi günde yedi cinayet 147edfc6
Yedi günde yedi cinayet 147edfc6
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaSosyalem.netLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yedi günde yedi cinayet

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Sosyalem
Yönetici
Sosyalem


Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 43
Şehir : Istanbul
Meslek : Site Admin
Siyasi Görüş : CHP
Erkek


Yedi günde yedi cinayet Empty
MesajKonu: Yedi günde yedi cinayet   Yedi günde yedi cinayet EmptySalı Haz. 15, 2010 10:35 am

Yedi günde yedi cinayet 523721_detay

Ahmet Ümit’in yeni kitabı “İstanbul Hatırası”, “kriminal delil torbası” içinde geldi. Romanda öldürülen ve ölüm nedeni boyun kesiği olarak bildirilen Necdet Denizel’in kanlı hüviyeti ve deliller arasında gösterilen eski bir madeni para ile birlikte... Daha okumadan gerçek bir cinayetin içine böylece düşmüş oldum. “İstanbul Hatırası” İstanbul’da 7 günde 7 cinayet işlenen ve İstanbul’u “öğreten” bir polisiye. Şehre ihanet edenler, çıkarları uğruna kenti talan edenler bir bir öldürülüyor. Avuçlarına da birer sikke bırakılıyor. Baş üzerinde birleştirilen eller ise diğer cinayetin yönünü işaret ediyor. Her ne kadar 560 sayfalık tuğla denilebilecek cinsten olsa da, bir çırpıda bitiveren kitabı konuşmak için ofisinde, fotoğraflar içinse romanın geçtiği Sultanahmet ve çevresinde dolaştık.

Romanın yazımı ne kadar sürdü?
Başlı başına İstanbul konsepti olan bir roman yazma fikri 2000 yılından beri kafamda. On yıllık bir fikir yani. Nasıl bir roman olacağı “Bab-ı Esrar”ı yazarken netleşti. Bu şehrin kuruluşunu anlatmalıyım dedim. Okumalarla birlikte bu şehrin kuruluşuna baktım ki, kesin bir tarih çok zordur ama yaklaşık olarak M.Ö 660 yıllarında Orta Yunanistan’ın Megara kentinden gelen göçmenler ve bunların başında Kral Byzas tarafından bu şehir kurulmuş. Kral Byzas biraz da efsanevi bir kişilik. Öyle bir adam var mıdır yok mudur tartışmalı olabilir ama kabul ediliyor artık. Yaşadığım İstanbul ile geçmişteki İstanbul’un ara dönemini 2700 yıllık dönemi anlatmalıyım dedim.

-Çıkarları uğranakenti talan edenler birer birer öldürülüyor, 7 günde 7 cinayet işleniyor...
Bunu bir roman formatına nasıl sokacaksın? Soru bu. Hem de günümüzden giderek. Bu şehir için önemli olan mekanlar, anıtsal, önemli tarihsel kişiliklerden yola çıkayım ve 7 sayısını kullanayım dedim. Bu 7 sayısı da bir çevirimin tamamlanması anlamına geliyor. 7 yer, 7 hükümdar bulayım ve bunların yaptıklarını anlatayım, bunu da cinayet şeklinde anlatayım dedim. Bulunan her cesette o dönemin bir simgesini bırakayım ki, o dönemi araştırma ve anlatma şansı doğsun Başkomiser Nevzat ve ekibine. Böylece ilk cinayet Sarayburnu’nda işlendi. Çünkü orada kuruluyor şehir. Yaklaşık olarak Topkapı Sarayı’nın sınırları kadar bir şehirden söz ediyoruz. İkinci cesedin avucunda Konstantin sikkesi. Konstantin bu şehri Roma’nın başkenti yapmış. Böylece İstanbul’un kendisini hep bir kahraman gibi anlatmaya çalıştım.

-Kitabı yazmaya başlarken katilin kim olduğunu biliyor muydunuz? Ben romanı yazarken mutlaka her şeyini bilirim. Bir tür mimari proje gibidir benim romanlarım. Oturur önce onu çizerim, bu budur, şu şudur diye. Ne olacağı belliydi.

"EŞİM FİNALİ OKUYAMADI, KİTABI BIRAKIT"

-Bu romanı yazarken sizi en çok etkileyen ne oldu?
Bu şehrin tarihi konusunda ne kadar cahil bir insan olduğumu anladım. İnanılmaz bir cehalet içerisindeymişim. Hem o kadar çok gerçek hikâye, hem de o kadar çok efsane var ki. Bu romanı yazmak inanılmaz yorucuydu ama çok zevkliydi. Çünkü bir sürü şey öğrendim. Roman bittiğinde aslında kaybettiğim “ben şimdi ne yapacağım?” duygusuydu.

-Roman bitince ne yaptınız? Bir boşluk duygusu oluştu mu?
Ben yazarken yaşamdan kopmuyorum. Tek başıma bir odaya çekilip, kimseye göstermeden yazan ve hayatla tüm ilişkisini kesen bir insan değilim. Yazacaklarımı yakın çevremle paylaşırım. Kitap bittikten sonra divana uzanırım ve eşim kitabı sesli okur. Dinlerken nasıl akıyor, cümleler güzel mi? Ses nasıl, aynı cümlede aynı kelimeyi iki kere kullandım mı? Bunları atmaya başlarız. Çok çileli bir çalışmadır o. 15 gün sürer. Böylece dildeki kılçıklar atılır. Roman bitince de bağbozumu gibi kızım, damadım, arkadaşlarımla bir kutlama süreci başlar. Kızım ve damadımla birlikte bir film çekeriz. “Bab -ı Esrar”a da çekmişlerdi, buna da çektiler. Ben son bölümü yazarken çok fena ağladım. Çünkü kitabın sert bir finali var. İnsanı çok buran bir hikâyesi var. Ben orada kendimi Başkomiser Nevzat’ın yerine koyuyorum. Eşim okurken kaldırıp attı kitabı “Allah belanı versin, bu ne?” diye. Okuyamadı attı.

-“İstanbul Hatırası”nın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti olduğu yıl yayımlanması bir tesadüf mü?
Biraz yetiştirmeye çalıştım. “Bab-ı Esrar” bittikten sonra yazmaya başladım. 20 ay sürdü. Roman çok akmaya başladı. Kendini yazdırıyor, “Durma” diyordu bana. Belki bu kitap sonbahara ya da ocak ayına sarkabilirdi. Bir alternatif 2010 kitabı oldu bu. Biraz ironik, acı bir kitap. İnsanların yüzüne ayna tutuyor ve kendilerini gösteriyor. Bu, benim 2010 konusundaki görüşlerim çünkü bence 2010 projesi maalesef çok başarılı olmadı. Her şeye rağmen iyi bir proje. Bir duyarlılığı bir şekilde arttırdı. Bu şehrin sade Türkiye Cumhuriyeti ya da Osmanlı şehri olmadığını anladılar. Bu şehirde Doğu Roma, Roma, Bizans, Helenistik dönem olduğunu anladılar. Bu kitabı yazdım çünkü bu, benim İstanbul’a olan borcumu ödememin bir yoluydu. Bu şehre hiç olmazsa böyle bir kitap yazarak borcumu ödemek, vefamı dile getirmek istedim. O bana güzellikler verdi, mutluluklar verdi. Ben de bu şehre en azından bir kitapla teşekkür edeyim dedim.

-Kitap daha basılmadanTwitter’da yayımlanmaya başlandı.
Bu da bir ilk oldu. 70 hatta belki 72 milyon nüfusumuz. Biz bu kitabı 100 bin bastık “Vay ne kadar çok” dediler. Kitabı edebiyatın saygınlığına uygun bir şekilde tanıtmamız lazımdı. Ruj, elbise, ayakkabı, satmıyoruz biz. Edebiyat satıyoruz. Twitter buna uygundu. Kitabın tanıtılmasına asla karşı değilim ama tanıtmak için başka mecraları kullanmak istemiyorum. Kitabın saygınlığına uygun mecralar kullanmaktan yanayım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sosyalem.forum.st
 
Yedi günde yedi cinayet
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür & Sanat :: Dil Sanatları-
Buraya geçin: