Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang 147edfc6
Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang 147edfc6
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaSosyalem.netLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Sosyalem
Yönetici
Sosyalem


Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 43
Şehir : Istanbul
Meslek : Site Admin
Siyasi Görüş : CHP
Erkek


Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang Empty
MesajKonu: Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang   Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang EmptySalı Haz. 15, 2010 10:36 am

Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang 523741_detay

Klasik Çin edebiyatında, yazarlar asla sadece yazan insanlar olarak anılmaz. "Yazar ve dahi" denir onlar için. Aynı tanımlama, Çin'in müzisyenleri için de geçerlidir. Geçtiğimiz günlerde, 38. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında bir konser veren Çinli piyanist Lang Lang de bir müzisyenden daha fazlası olduğunu salonu dolduran üç bin kişiye anlattı. O lütfetti ve bizler Lang Lang aracılığı ile bu dünyanın dışından haberler
aldık adeta. Mitolojik bir öykü gibiydi, insanüstü unsurlar taşımasına rağmen, gerçek olmadığını da kimsenin ispatlayamayacağı türden.

Aylar öncesinden başlayan duyurular yüzünden, beklentiler çok yüksekti. Hani neredeyse konsere gitmekten vazgeçirecek kadar övülmüştü Lang Lang. Bir dahiden çok, bir pazarlama harikası ile karşı karşıyaydık sanki. Sadece çok sesli müziğin değil, pop müzik listelerini de altüst eden, kendi adına çıkarılan spor ayakkabıları ile Steinway piyanosunun başında, abartılı hareketleri ile artistik pozlar veren 28 yaşında bir adamdı. Ve 10 Haziran günü, görkemli bir basın toplantısının ardından, AKM'nin yerini dolduramasa da hatırı sayılır bir akustiğe sahip Haliç Kongre Merkezi'nin konser
salonundaki yerimizi aldık.

İlk bölümde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), Şef Gürer Aykal yönetiminde, Schumann'ın 4. Senfonis'ni seslendirdi. Bu dakikalar, yanlış yerde alkışlamalar, tıkırtılar, kımıldamalar ve hatta fısıldaşmalar arasında bitti. Ve sıra Lang Lang'in "konçertolar konçertosu" diyebileceğimiz Chopin'in 1. Piyano Konçertosu'nu çalacağı ikinci yarıya geldi. Lang Lang, sahneye çıktı, coşkulu bir alkışın ardından piyanosunun başındaki yerini aldı. Her konserinde olduğu gibi Versace markalı takımı ile göz kamaştırıcı ve zarifti. BİFO ve Maestro, üzerine düşeni yaptı, sakin bir başlangıcın ardından o an geldi. Ve Lang Lang piyanoya dokundu. İçli, ilahi ve kendine özgüydü. Peş peşe idrak çakmaları yaşadım. İlk anladığım, bugüne kadar piyano diye kağnı tekerleklerini dinlediğim, büyük kandırılmış olduğumdu. O çalarken, bütün yolculukların ardından, gerçek kuzeyi bulmuş bir çöl insanı gibi, suya ve tabiata ilerliyordum. Lang Lang bir yükseliyor, bir alçalıyordu. Ben tepeler aşıyor, yolda Leyla'nın bahtsız Mecnun'una rastlıyor, antik Yunan tanrıları ile selamlaşıyor, uzay boşluğunda gezegenlere hal hatır soruyordum adeta. Atmosferden, bulutların içine yumuşak bir düşüş gibi. Sonsuz, beyaz ve derin. Bildiğimiz dünya düzeninde olmadığım kesindi. "Lang Lang üst komşum olsun, hadi bilemedin yan apartmanımda otursun ve sabahtan akşama kadar prova yapsın" gibi onlarca düşünce aklımda uçuştu. Sonra bunları bir kenara bırakıp, dünyanın en sade ve naif piyano yorumunu dinlemeye devam ettim. Salondan çıt çıkmıyordu. Son notaya bastığı anda kopan alkış ve kıyamet kesilmeyince üç defa daha sahneye
çıktı. Memleketimin dahi müzisyenlerinin ulaşılmazlığı, ulaşılsa bile erişilmezliğini düşündüm. Kıyaslama yapmadım, sadece düşündüm.

Yanıltıcı bilgilerle dolu tarih yazını içine gerçek bir not düşmek gerekirse, Lang Lang, bu dünyaya gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden biri. O, İpek Yolu efsanelerinin ete kemiğe bürünmüş hali, birbuçuk milyarda bir de olsa insan türünün yaratabileceği mucizelere bir örnek. Mozart'ı ya da Schumann'ı canlı dinleme fırsatım olmadı, sizin de olmamıştır diye tahmin ediyorum. Ama Lang Lang şu anda hayatta ve sadece 28 yaşında. Dolayısıyla onunla yolumuzun kesişmesi için daha çok fırsat olacaktır diye umuyorum.

70 YIL SONRA İLK DEFA BİR ERMENİ TDK'DA
Türk-Ermeni işbirliği adına geçtiğimiz günlerde ilginç ve güzel bir gelime yaşandı. Türk Dil Kurumu (TDK) 70 yıl sonra ilk defa bir Ermeni'yi resmi toplantılarına davet etti ve ondan danışmanlık yapmasını istedi. Bu isim, Türk yazı dilindeki hatalar ve Türkçe'nin kullanımına dair önemli yazılar yazan Sevan Nişanyan. Bir tür strateji belirleme müzakeresi olan, "TDK 2012-2016 İzlem tasarımı Çalışmaları Paydaş Toplantısı"na katılan Nişanyan, daha önce sert bir dille eleştirdiği TDK ile 10-11 Haziran'daki bu
görüşmelerden sonra işbirliğini sürdürecek gibi görünüyor. Bu arada, işe bu tip toplantılara herkesin anlayacağı ve ilgi duyacağı bir isim koyarak başlayabilirler bence.

TDK'ya bundan 70 yıl önce giren ilk Ermeni ise, Atatürk tarafından verilen "Dilaçar" soyadı ile bilinen, Agop Martayan'dı. 22 Eylül 1932'de, Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün başkanlığında gerçekleştirilen Birinci Türk Dil Konferansı'na davet edilen Dilaçar aynı zamanda Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyisminin verilmesini TBMM'ye teklif eden kişi. 1942-1960 yılları arasında da Türk Ansiklopedisi'nin hazırlanmasında da başdanışmanlık yaptı. Aynı nehri anlattıktan sonra, hikayenin suyun hangi yakasında yazıldığının bir önemi yok. Önemli olan bu işbirliğinin Türkçe'yi berraklaştırması ve dil
bilincini bir adım öteye taşıması.

Bedia Ceylan Güzelce yazdı...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sosyalem.forum.st
Şekil A
Yeni Kullanıcı
Şekil A


Mesaj Sayısı : 17
Yaş : 27
Şehir : Muğla
Meslek : -
Siyasi Görüş : Gizli
Erkek


Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang Empty
MesajKonu: Geri: Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang   Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang EmptyPerş. Tem. 22, 2010 11:24 am

Paylaşım için teşekkürler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Öbür dünyadan bir elçi: Lang Lang
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür & Sanat :: Dil Sanatları-
Buraya geçin: